Zemin İyileştirme Çalışmasında Sıvılaşmanın İrdelenmesi;
Sıvılaşma olayı, suya doygun ince taneli kum ve silt gibi gevşek çökellerin, deprem titreşimleri sırasında boşluk suyu basıncı (u) değerinin artması ile
efektif yanal gerilmenin (s'h=sh-u) sıfır olması sonucu, çökellerin sıvı haline dönüşmesi olarak tanımlanır.Yeraltı suyunun sığ olduğu ortamlarda
gevşek ince kumlu, siltli çökellerde gözlenen sıvılaşma, zeminde değişik türden duraysızlıkların gelişmesine neden olur ve yapıların duraylılığını
olumsuz etkiler.Bu güne kadar olan deprem sonuçlarında kazanılan bilgiler şunu göstermiştir ki; sıvılaşma sonucunda, yapılarda herhangi bir hasar
meydana gelmemiş, ancak yapılar farklı oturma nedeniyle yan yatmış, zemine batmış veya devrilmiştir. Bu durumu yapının oturacağı zemin
özellikleri ve davranışları denetler. Aşağıdaki bölümlerde sıvılaşma gerçekleşme koşulları ve çalışma alanı içerisindeki bina temelinin geleceği
zeminin sıvılaşma riski analizi anlatılacaktır.
Zeminin sıvılaşması belirli koşulların bir arada gerçekleşmesi ile mümkündür.
Zeminin sıvılaşması her zemin ve koşulda gerçekleşmez. Bunun için yeterli jeolojik ortam ve hidrojeolojik koşulların mevcudiyeti gerekmektedir.
İnceleme alanında ki jeolojik ortam holosen yaşlı (10.000 yıldan daha genç) akarsu çökellerinden oluşmaktadır
Sıvılaşmayı denetleyen diğer bir jeolojik- hidrojeolojik koşul da yeraltı suyu seviyesidir. Sıvılaşma, yer altı su seviyesinin yüzeyden itibaren en fazla 10
m. derinlikte bulunduğu ortamlarda yaygın olarak meydana gelmektedir.
Genel olarak alüvyon birimlerinin yer aldığı ve yeraltı suyu seviyesinin yüksek olduğu bölgelerde sıvılaşma riski olasılığı bulunmaktadır. Bir bölgenin
sıvılaşma riski taşıyıp taşımadığının tespiti için ön kriterler bulunmaktadır.
Bunlar sırasıyla;
1) Üniform zeminlerin, iyi derecelenmiş zeminlere göre sıvılaşma riski daha yüksek olduğundan, üniform dağılımlı silt-kum cinsi ve özellikle 0,005
mm< D10< 0,15 mm olan zeminler .
2) Yeraltı su seviyesinin 10 metreye kadar bulunduğu ortamlar,
3) Relatif sıkılığı % 47' nin altında olan zeminler daha gevşek konumlu oldukları için,
4)15-20 metre arasında , düşey basınç gerilmeleri düşük, suya doygun kumlu zeminler,
5) 0-20 metre arasındaki derinliklerde SPT-N<10 ve 20 metreden büyük derinliklerde
SPT-N<20 olduğu kumlu zeminler,
6) Elek analizinde 0,005 mm'den geçen kısmı ağırlıkla %15'den daha az,
LL<0,35 ve w>0,9 LL olan killi zeminler; sıvılaşma riski taşımaktadır.
Sıvılaşmadan kaynaklanan zararların azaltılmasına yönelik yapılan çalışmalarda, sığ derinliklerde yer alan yapı temellerinde, tüm temel elemanları,
temelin harekete maruz kalması halinde yapının zemine ayni miktarda oturmasını sağlayacak şekilde bağlantılandırılmaktadır. Böylece yapının
üzerindeki yapısal elemanlarda gelişecek makaslama kuvvetlerinin miktarı azaltılmaktadır.
Bu amaçla Radye Temel tipi seçimi iyi bir sığ temel örneği olarak bilinir. Bu temel sistemi ile yükler sıvılaşma sırasında çevresindeki daha sağlam
zemine aktarılarak yapının göreceği hasarlar en aza indirilmekte veya önlenmektedir(Ulusay,R.).
Yapılan tüm bu hesaplamalar statik şartlar için geçerli olup yapılacak projelerde deprem etkisi dikkate alınmalıdır.
Sıvılaşma riskini azaltıcı önlemler:
1-Çimento veya kireç ile stabilizasyon
2-Kazıklı temel sistemi
3-Taş veya kum kazıklar
4-Yüzeysel veya dinamik kompaksiyon